“BİLİRKİŞİLİĞİN ŞİRKETLEŞEMEZ, ADALETİN REKABETE KONU EDİLEMEZ OLDUĞUNUN” TEKRAR ALTINI ÇİZİYORUZ
“BİLİRKİŞİLİĞİN ŞİRKETLEŞEMEZ, ADALETİN REKABETE KONU EDİLEMEZ OLDUĞUNUN” TEKRAR ALTINI ÇİZİYORUZ
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, Adalet Bakanlığı Hukuk işleri Genel Müdürlüğü Bilirkişilik Daire Başkanlığı’na ait web sayfasından "ÖZEL HUKUK TÜZEL KİŞİLERİNİN BİLİRKİŞİLİK HİZMETİ VERMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR" başlıklı duyurusuna ilişkin bir basın açıklaması gerçekleştirdi
“BİLİRKİŞİLİĞİN ŞİRKETLEŞEMEZ,
ADALETİN REKABETE KONU EDİLEMEZ OLDUĞUNUN”
TEKRAR ALTINI ÇİZİYORUZ
23.08.2024 tarihinde Adalet Bakanlığı Hukuk işleri Genel Müdürlüğü Bilirkişilik Daire Başkanlığı’na ait web sayfasından "ÖZEL HUKUK TÜZEL KİŞİLERİNİN BİLİRKİŞİLİK HİZMETİ VERMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR" başlıklı bir duyuru yapıldığı, duyuru ile bilirkişilik bölge kurullarının görevleri sayılarak bu görevler gereğince, Daire Başkanlığınca bilirkişilik hizmeti verecek özel hukuk tüzel kişilerinin ve bu tüzel kişilerin bünyesinde bilirkişi olarak çalışacak kişilerin taşıması gereken nitelikler, sicil ve listeye kaydına ilişkin usul ve esaslar belirlendiği görülmüştür.
Daha önce defalarca kamuoyu ile paylaştığımız ve son olarak 29.08.2023 tarihindeki basın açıklaması ile duyurduğumuz, Özel Hukuk Tüzel Kişiliğinin / Ticari şirketlerin bilirkişilik yapmasının önünün açılmasına ilişkin açıklamada; “Özel Hukuk Tüzel Kişilerine bu yetkinin verilmesi bilirkişiliğin ileride bu amaçla kurulacak şirketlere teslim edilmesi sonucunu doğuracaktır.” demiştik. Ne yazık ki, Bilirkişilik Daire Başkanlığı tarafından yapılan son duyuru ile endişelerimizde ne denli haklı olduğumuz doğrulanmıştır.
Söz konusu duyuru ile ilan edilen usul ve esaslara ait metnin maddeleri incelendiğinde; tüzel kişi olarak bölge kurullarına kayıt olacak şirketlerin anonim şirket olması ve resmi ortaklarının tamamının yabancılardan oluşabileceği, tüzel kişi olarak listeye kayıt edilen ve bilirkişilik yetkisi alan şirketlerin şubeleri olmak şartı ile tüm bölge kurullarının yetki alanında iş yapabileceği, bünyelerinde çalışacak gerçek kişi bilirkişilerin ise tüzel kişiliğin listeye kayıt olması ile birlikte o bölge kurulu sınırlarında ama sadece tüzel kişinin üstlendiği işlerde bilirkişi olarak çalışabileceği, ferdi olarak tüzel kişi bünyesi dışında bilirkişilik yapamayacağı gibi kurallar getirilmiş olduğu görülmüştür.
Ayrıca tüzel kişilik bünyesinde görev alarak, ücretli çalışacak olan gerçek kişi bilirkişiler ile yürürlükteki mevzuata göre bilirkişilik temel eğitimi alarak, uzmanlık alanlarını belgelendirip müracaat eden ve ilgili bölge kurullarının incelemesi sonucu listeye kabul edilen mevcut bilirkişiler ve listelere kayıt olmayı bekleyen yeni bilirkişi adayları arasında, listeye kabul ve bilirkişi olarak kamusal hizmet verme açısından eşit olmayan durumlar yaratacak olması bakımından da Anayasadaki eşitlik ilkesine aykırı bir düzenleme olduğu görülmüştür.
Hatırlatmak gereklidir ki, özel hukuk tüzel kişilerinin bilirkişilik yapmasının sakıncaları, hem teoride hem de pratikte doğuracağı sonuçları, Birliğimiz tarafından Yasa tartışmalarının başladığı günden bugüne kadar pek çok defa ifade edilmiştir. Yine Birliğimiz tarafından görevlendirilen temsilcilerimiz aracılığıyla da her zaman, bugüne kadar oluşturduğumuz ve paylaştığımız görüşlerimiz her ortamda dile getirilmiş, üyelerimiz ve kamuoyuyla paylaşılmıştır.
TMMOB olarak, bir kez daha tekrar ediyor ve diyoruz ki; Bilirkişilik, yalnızca uzman gerçek kişi eliyle yapılması gereken kamusal bir görevdir. Özel Hukuk Tüzel Kişilerine bu yetkinin verilmesi yasayla bir kamu hizmeti olarak belirlenen bağımsız bilirkişiliğin, amacı kâr olan ticari bir yapıya dönüştürülmesi sonucunda bilirkişilerin özgür, bağımsız ve tarafsız rapor yazma olanağını ortadan kaldıracaktır. Bilirkişiliğin ticari oluşumlar eliyle gerçekleştirilmesi sonucu bilirkişilerin siyasi baskı altına gireceği, yargılamanın bağımsızlığı ve tarafsızlığı ilkesine de gölge düşüreceği gerekçesiyle; “Adaletin rekabete konu edilemez” olduğunun tekrar altını çiziyoruz.
Daha önce olduğu gibi görüşlerimizin alınmasının yalnızca usulü bir işlemin yerine getirilmesi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini ısrarla vurguluyoruz.
Bilirkişilik alanının ağırlıklı öznelerinden olan mühendislik, mimarlık ve şehir planlama mesleği mensuplarının, Anayasal meslek kuruluşu olan Birliğimizin ve Odalarımızın görüşleri doğrultusunda; katılımcı, kamu yararı ve çözüm odaklı bir yöntem izlenmesinin gerekli olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
Yapılan son uygulama acilen gözden geçirilmeli ve gerekli yasal düzenlemeler yapılarak bilirkişilik alanını ticarileştirecek yaklaşımlar sona erdirilmelidir.
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı
Emin Koramaz