ŞEKER FABRİKALARI ÖZELLEŞTİRİLMEMELİDİR
ŞEKER FABRİKALARI ÖZELLEŞTİRİLMEMELİDİR
Şeker fabrikaları neden özelleştirilmek isteniyor..?
Temelleri Cumhuriyetin ilk yıllarında atılan şeker fabrikaları ülke ekonomisinin temel taşlarından biri olmuş, binlerce yurttaşa iş, yüz binlerce çiftçiye gelir kaynağı, milyonlarca kişiye aş olmuştur.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 21.02.2018 tarihli kararıyla ihaleye çıkarılan kamuya ait 14 şeker fabrikası satılmak istenmektedir.
Konu aslında çok boyutlu olsa da bize göre temelde iki nedene dayanmaktadır;
Birinci konu;
Fabrikaların zarar ettiği, verimsiz olduğu için özelleştirilmesi gerektiği yaklaşımı doğru değildir..!
Zira, özelleştirilince verimli olacağı iddia edilen işletmelerin verimli hale dönüştürülmesi mümkündür. Verimsiz olmasının nedeni ne çalışan işçiler, ne şeker pancarı üreticisi, ne de halkımız değildir..!
Türk Şekerin şeker pancarı ekimi yaptırdığı alanların %66 sı, ekim yaptırdığı çiftçilerin %71 i satışı planlanan bu fabrikalara yönelik faaliyet göstermektedirler.
Hali hazırda Türk şeker in toplam şeker üretiminin % 67 si, melas üretiminin %64 ü yaş küspe üretiminin % 67 si özelleştirme kapsamına alınan bu 14 fabrikada üretilmektedir.
Bu yönüyle bakıldığında karardan etkilenecek olan sadece şeker pancarı üreticisi değildir. Aynı zamanda elde edilen doğal ve kaliteli yem kaynağına da darbe indirilmiş olacağından hayvancılık sektörü de etkilenecektir.
Diğer yandan rant değeri yüksek fabrika arazilerinin zaman içinde amacı dışında kullanılmayacağının da garantisi yoktur..!
İkinci konu ise;
Şeker piyasasının kimlerin elinde olduğu ve olacağıdır.
Dünya`da şeker %77 oranında şeker kamışı %23 oranında şeker pancarında üretilmektedir. Ülkemizde ise şeker pancarından üretilen şeker, bu yönüyle dünyada ilk 4 AB ülkelerinde ilk 3 sırada yer almaktadır. 1998 yılında 5 milyon dekar olan şeker pancarı üretim alanı 2015 yılında 2.7 milyon dekara gerilemiş, 2017 yılında 3.4 milyon dekar olarak gerçekleşmiştir.
İlk olarak 1998 yılında şeker pancarı üretimine sınırlama getirilmiştir. 2001 krizi sonrası çıkarılan Şeker Kanunu ile ülkemizde Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) tüketiminin yolu açılmıştır.
İlk olarak % 10 oranında kullanım izni verilen NBŞ kotası zaman içinde Bakanlar Kurulu kararlarıyla kademeli olarak artırılmış, 2016 yılında %25 seviyesine kadar çıkarılmıştır. AB ülkelerinin çoğunda yasaklanmışken izin verilen ülkelerde ise bu oran sadece % 1,5 seviyesindedir.
Özetle şeker pancarından şeker üretimi azaltılırken, NBŞ tüketimi yaygınlaştırılmakta, hatta teşvik edilmektedir.
Neden NBŞ teşvik ediliyor?
Üretim maliyeti düşük, kullanım açısından fonksiyonel olması nedeniyle sanayinin tercih ettiği Nişasta Bazlı Şeker, ülkemizde 5 firma tarafından üretiliyor. Bu firmalardan 3 tanesi yabancıdır. Bunlardan ABD merkezli olan bir firma ise toplam pazarın %90 nına hakim durumdadır. Şeker fabrikalarının satılmasında NBŞ lobisi diye de ifade edilen bu firmaların rolü olduğu iddiaları bulunmaktadır. Hatta bu firmaların raporu doğrultusunda özelleştirme kararı alındığı da iddia edilmektedir.
NBŞ nedir ?
Yüksek fruktozlu mısır şurubu (NBŞ) mısır nişastasının kimyasal ve enzimatik hidroliz teknikleri kullanılarak sıvılaştırma, parçalama ve izomerizasyonu sonucu elde edilen sıvı formda bir tatlandırıcıdır.
NBŞ hangi ürünlerde kullanılır?
Alkolsüz içecekler, dondurma, bal, reçel başta olmak üzere tatlı gıda ürünlerinin neredeyse tamamında kullanılmaktadır.
NBŞ zararlı mıdır ?
Mısır şurubu olarakta bilinen NBŞ tokluk hissini geciktirmekte, daha sonraki acıkma hissini öne çekmektedir bu nedenle obeziteyi tetiklemektedir.
Vücuttaki ürik asit seviyesini yükseltmekte koroner ve kardiyovasküler hastalıkları artırıcı etkisi bulunmaktadır.
Mısır şurubu vücuttaki glikoz ıntoleransına yol açmakta, insülin direncini olumsuz etkilemekte ve tip 2 diyabeti tetiklemektedir.
Karaciyerde yağlanmaya yol açtığı gibi, pankreatik kanser riskini de artırmaktadır.
Öte yandan NBŞ nin hammaddesi olan mısırın, orijin olarak genetiği değiştirilmiş (GDO) mısırdan elde edilmesi de ayrı bir tedirginlik kaynağıdır.
Peki ne yapmalıdır ?
Öncelikle doğal olan şeker pancarından elde edilen şekerin kullanımı tercih edilmelidir.
NBŞ kotaları AB kota seviyelerine uygun olarak yeniden düzenlenmelidir
Şeker üretimini azaltmak yerine şeker üretimi teşvik edilmelidir.
Kamuya ait şeker fabrikalarını özelleştirmek yerine yeniden yapılandırmalı, gerekli yenileme ve modernizasyon çalışmalarıyla rekabet gücü arttırılmalıdır.
Halk yararına üretim sürdürülmelidir.
Milyonlarca yurttaşımızın kaygıları da en kısa sürede ortadan kaldırılmalıdır..!
Saygılarımızla
Zafer ŞENYURT
TMMOB GIDA MÜHENDİSLERİ ODASI
İSTANBUL ŞUBE BAŞKANI