TMMOB
Gıda Mühendisleri Odası

Su Güvencesizliği Derinleşiyor: Yaşamsal Bir Krizin Eşiğindeyiz

Su Güvencesizliği Derinleşiyor: Yaşamsal Bir Krizin Eşiğindeyiz
MERKEZ
Yayına Giriş: 10.09.2025 Son Güncelleme: 10.09.2025

SU GÜVENCESİZLİĞİ DERİNLEŞİYOR: YAŞAMSAL BİR KRİZİN EŞİĞİNDEYİZ

 

Gıda, yaşamın temel taşıdır; ancak gıdanın sürdürülebilirliği, suya erişimle doğrudan bağlantılıdır. Ülkemizde artan su kesintileri, altyapı yetersizliğinden öte, derin bir su güvencesizliği krizinin göstergesidir. Bu kriz, halk sağlığını, gıda güvenliğini, güvencesini ve çevresel sürdürülebilirliği tehdit ederken, madencilik faaliyetlerinin su kaynakları üzerindeki yıkıcı etkisi bu sorunu daha da vahim bir hale getirmektedir.

Kaz Dağları, Kışladağ, Bergama, İliç ve daha birçok bölgede altın ve diğer maden arama faaliyetleri, su havzalarını kirletmekte, tarım arazilerini, ormanları yok etmekte ve içme suyu kaynaklarını kullanılamaz hale getirmektedir. Örneğin, İliç’teki altın madeni faciası, Fırat Nehri’ni zehirleyerek bölgedeki su kaynaklarını tehdit etmiş, Eşme’deki Kışladağ altın madeni ise Uşak’ın içme suyu kaynaklarını riske atmıştır. Çanakkale’deki Kirazlı maden projesi, Atikhisar Barajı’nı ve çevresindeki su havzalarını tehlikeye sokarken, İzmir’in Efemçukuru’nda faaliyet gösteren maden, kentin içme suyu barajlarını kirletme riski taşımaktadır. Bu faaliyetler, yalnızca bugünün değil, gelecek nesillerin su hakkını da gasp etmektedir.  Ayrıca, Diyarbakır, Şırnak, Mardin, İzmir, İstanbul, Ankara gibi illerde yaşanan su kesintileri, halkı susuz bırakırken, tarım ve gıda üretimini de sekteye uğratmaktadır. Melen Barajı gibi büyük projelerdeki plansızlık ve çevreye duyarsız politikalar, İstanbul’un su güvencesini riske atmaktadır. Bu tablo, suyun ticarileştirilmesi ve yanlış politikalarla yönetilmesinin acı sonuçlarını gözler önüne sermektedir.

Su, kamu eliyle, şeffaf, katılımcı ve sürdürülebilir politikalarla yönetilmelidir. Yerel yönetimler ve merkezi hükümet, suya erişimi bir lütuf değil, anayasal bir hak olarak tanımalıdır. Ancak mevcut politikalar, su kaynaklarını maden şirketlerine ve özel sektöre peşkeş çeken bir anlayışla şekillenmektedir. Bu yaklaşım, halkın su hakkını hiçe saymakta, çevreyi tahrip etmekte ve gıda güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Unutulmamalıdır ki, su ticari bir mal değil, ekosistem hakkıdır.

Gıda Mühendisleri Olarak Uyarıyoruz: 

Su kıtlığı, tarım ve gıda üretimini doğrudan baltalamakta, milyonlarca insanın gıda güvenliğini riske atmaktadır. 

Su kesintileri, gıda üretim tesislerinde hijyen, sanitasyon ve kalite standartlarını tehdit ederek halk sağlığını tehlikeye sokmaktadır. 

Madencilik faaliyetleri, barajları ve su havzalarını kirleterek tarımsal sulama ve içme suyu kaynaklarını yok etmektedir. 

Gıda zincirinde suyun akıllı, sürdürülebilir ve güvenli kullanımı için gıda mühendislerinin uzmanlığına başvurulmalıdır.

Madencilik faaliyetleri derhal durdurulmalı ve denetlenmelidir. Su havzalarına yakın bölgelerde, kapsamlı çevresel etki analizleri yapılmadan ve halkın onayı alınmadan hiçbir maden projesi başlatılmamalıdır. 

Su yönetimi yerelleşmelidir. Merkezi politikalar yerine, bölgesel ve yerel katılım esas alınmalı; bilim insanları, mühendis, mimar, şehir plancıları ve yurttaşlar sürece aktif olarak dahil edilmelidir. 

Gıda üretiminde su verimliliği artırılmalıdır. Kamu, su tasarrufu sağlayan teknolojileri ve süreçleri teşvik eden politikalar geliştirmeli, tarımda suyun bilinçli kullanımını desteklemelidir. 

Gıda mühendisleri öncülüğünde risk analizleri yapılmalıdır. Su-hijyen-gıda üçgeninde risk analizleri için uzman komiteler kurulmalı, bulgular kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır. 

Barajlar ve su kaynakları korunmalıdır. Kirlenen veya madencilik nedeniyle kullanılamaz hale gelen barajlar için acil rehabilitasyon programları başlatılmalı, yeni projelerde çevre ve halk odaklı planlamalar önceliklendirilmelidir.

TMMOB Gıda Mühendisleri Odası olarak, su güvencesi olmadan gıda güvencesinin mümkün olmadığını bir kez daha vurguluyor; halkımızı, meslektaşlarımızı ve yetkilileri, su hakkına sahip çıkmaya ve çevre düşmanı politikalara karşı durmaya çağırıyoruz. Suyumuzu, toprağımızı ve geleceğimizi savunmak için mücadeleye devam edeceğiz!

Kamuoyuna saygıyla duyururuz.

 

TMMOB GIDA MÜHENDİSLERİ ODASI


Okunma Sayısı: 61